Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Maden işletmeciliği paneli düzenlendi

Ordu Çevre Derneği tarafından

Ordu Çevre Derneği tarafından “Maden işletmeciliği ve gerçekler” adıyla düzenlenen panelde iktidarın maden şirketlerine olanak tanıyan yasa değişiklikleri yaptığını ve yapmaya devam edildiği vurgulandı ve halkın birlik içinde toprağına, suyuna sahip çıkmasının önemi vurgulandı.

Belediye İş Sendikası Ordu Şubesi’nin toplantı salonunda yapılan pati, sendika, dernek temsilcileri yanında partilerin belediye başkan adaylarının da katıldığı panelin kolaylaştırıcılığını ORÇEV Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Özbucak yaptı. Panelistler ise, Evrensel gazetesi İzmir temsilcisi, yazar Özer Akdemir, ORÇEV Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül ve Yönetim Kurulu Üyesi Av. Haluk Türkmen oldu.

Şirketler de hükümet de sorumlu

Toplantının açılışını yapan ORÇEV yönetim kurulu üyesi Coşkun Özbucak, “Geçen hafta yaşanan İliç’teki felaket mücadelemizin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. 9 işçi toprak altında kaldı. Bu işte sorumlu olanlar yargılanmalıdır. En başta da yetkilerini şirket lehine kullanan Bakan’dan başlayarak tüm sorumlular. Ordu’da Fatsa ortada. Şu an mahkeme kararına dayanarak Bakanlık ikinci emre kadar maden işletmesinin kapatılmasına karar vermiş olsa da tepkilerimizi büyütmediğimiz sürece kalıcı bir çözüm olmaz. Yarın ruhsatın, çalışma süresinin uzatılmasına karar verebilir. 2013 yılından bugüne mücadele ettik. Yarın Fatsa’da da felaket yaşayabiliriz. Sular kirlendi. Bu gerçekler bizlerin yeni maden sahalarının açılmasını engellemek için daha güçlü karşı koyuşları örgütlememiz gerektiğini ortaya koymaktadır. Perşembe’deki maden alanı Kabadüzlü “beni ilgilendirmez” dememeli. Kabadüz’deki maden girişimize karşı da Ulubeyli “bana ne” dememeli.” Sarı öküzü verirsek sıra diğerlerine gelir. Nerede yıkım, talan varsa dayanışma içinde olmak zorundayız. Bilinmeli ki, mücadelemiz yalnızca şirketlere karşı olmamalı. Şirketlere olanak tanıyan, onlara yol temizliği anlamında yasa değişiklikleri yapan, teşvik eden iktidarı da göz ardı edemeyiz. Ülkenin yeraltını yerli ve yabancı şirketlere talan ettirenler hükümetlerdir. Bu nedenle oy verdik, vermedik demeden toprağımıza, suyumuza sahip çıkmalıyız, Sorumlu olanların hepsine doğru tepkilerimizi gösterebilmeliyiz.” dedi.

Asıl olan mücadele

Gazeteci Yazar Özer Akdemir ülke genelindeki maden alanları sahalarının ve halkın direnişlerinden örnekler sunduğu sinevizyon gösterimiyle anlattı. Fatsa maden işletmesinin çalışma süresinin uzatılmasına Bakanlığın verdiği izinin mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine Bakanlığın işletmeyi ikinci bir emre kadar kapatması önemli bir gelişme olduğunu artık İliç’te yaşananlardan ders alınarak mücadeleyi büyütmenin önemini vurguladı.

        Akdemir, 12 Kalkınma Planı’na değinerek, “Kalkınma Planları iktidarın 4 yıllık planlamasını kapsıyor. Bu plan içinde maden ve enerji alanında şirketlerin işini kolaylaştırmak için yasal düzenlemelerin yapılacağı belirtilmektedir. Bu kapsamda maden ve enerji şirketlerine kolaylık sağlayan yeni “maden enerji yasa taslağı” hazırlayan iktidar, İliç’te yaşanan felaket nedeniyle yasa taslağını askıya almak zorunda kaldı ancak bilinmeli ki, en küçük bir fırsatta yeniden TBMM’de görüşülmesi için gündeme getirilecektir. İktidar maden ve enerji şirketleri için yol temizliği yapıyor.” diyerek mücadele edilmeksizin engel olunamayacağını söyledi.

Kıyak yasası

Gazeteci Yazar Akdemir, “İktidar yasa gerekçesinde minareye kılıf uydurmak dışında pek de bir anlamı yok. Yasa taslağı incelediğimizde ulusal ve uluslararası sermayeye yeni kıyaklıklar yaratma çabası çok açık biçimde ortaya çıkıyor. Maden kanun teklifi torbasına bakıldığında üç hat üzerinde yoğunlaştığı görülüyor; Birinci hat; Maden ve enerji yatırımları için önemli görülen maliyet kalemlerinin azaltılması, bürokratik aşamaların sadeleştirilmesi. İkinci hat; enerji yatırımlarıyla ilgili kamusal denetimin aşılması, Üçüncü hat ise; BEA ile imzalanan enerji ve doğal kaynaklar alanında stratejik ortaklığın işleyebilmesi için gereken altyapının hazırlanması.” diyerek yasa taslağının kapitülasyon dönemini çağrıştırdığını belirterek asıl mücadelenin halkın dayanışma içinde olması ve mücadele etmesi olduğunu anlattı.