Sultan ikinci mahmut devrinde hekimbaşı Mustafa behçet Efendi , 14 Mart Çarşamba günü 1827 yılında istanbul şehzadebaşındaki tulumbacı başı konağında, cerrahi tıp fakültesi kurmuş ve burada da özellikle Türk hekimlerinin eğitim almasını sağlamıştır.
Bundan tam 91 yıl sonra Mondros paçavrasıyla başlayan mütareke yıllarında , İstanbul’un İngilizler ve emperyalist kan emici güçler tarafından 1918 yılında işgal edilmesi, Yurdumuzu derin bir yas’a boğmuştur.
Emperyalist kan emiciler İşgal ettikleri İstanbul’da halka zülüm yapıyorlardı , her tarafta mübarek Türk bayrağı yerine , Haçlı zihniyeti olan İngiliz ve Britanya bayrakları , Fransız bayrakları dalgalanır olmuştu.
Halkın elinden bir şey gelmiyordu ama bir kuvılcım bekliyordu sanki.
Tabii ki bu duruma en çok içerleyen meslek gruplarının başını hekimler çekmekteydi.
Hem de daha hekim bile olmamış, öğrenci hüviyetindeki askeri tıp fakültesi öğrencileri kıvılcımı alev topu yapmak için hazırlanıyorlardı.
Bu duruma başkaldırmak istiyorlardı ve hazırlık yapıyorlardı.
Tıbbiyeli öğrenci Hikmet önderliğinde tüm hekimler , bu işgale karşı bir başkaldırı yapma kararı aldılar ve
14 Mart 1919 tarihinde sokaklara Türk bayraklarıyla çıkıp , İngiliz bayraklarını yerlere attılar .
Tabi İngilizlerin bu duruma müdahalesi ilk başta korku ve şaşkınlık olsa da, bir süre sonra bu genç Tıbbiyeliler tutuklandılar.
İngilizler bunları derdest edince de , Tıbbiyeliler biz 1827 yılında kurulan Türk tıp fakültesini kutlamayı istediğimiz için bu çıkışı yaptık deseler de,
tabi ki İngilizler buna kanmadı ve o öğrencilerin bir çoğu tutuklandı , kendilerine maalesef işkence edildi.
İşte tarihler de o anda tam da 14 Mart 1919’u gösteriyordu.
Daha sonra tıbbiyeli Hikmet , Sivas kongresine de Atatürk tarafından davet edilmiş ve Sivas kongresi’ne de manda ve himayenin kabul edilemez olduğunu söyleyerek , büyük damga vurmuştur .
CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK DE BU VATAN SEVGİSİNİ GÖRÜNCE, mübarek canını hiç düşünmeden TÜRK HEKİMLERİNE EMANET ETMİŞTİR.
Bu nedenle işte biz , Türk hekimleri , sadece mesleğini icra eden olarak değil , ülkemiz herhangi bir zor durumla karşı karşıya kaldığında, ülkemizin bağımsızlığı milletimizin yaşaması için , 14 Mart 1919’da yaptığımız gibi , yine içinde bulunduğumuz durumun zorluğunu düşünmeden aynı fedakarlıkları yapmaya hazır olarak beklemekteyiz. Aziz Milletimiz her zaman rahat olsun.
İşte bu nedenle 14 Mart 1919’dan beri aynı duygularla her yıl 14 Mart‘ta tıp bayramı adı altında bir etkinlik kutlarız.
Bu bayram aslında bir bayram değil , Türklerin İngiliz ve emperyalistlere karşı direniş bayramıdır.
Dolayısıyla tıp bayramı aslında bu yönüyle de bir ulusal bayram gibidir.
O nedenle sadece hekimlerimizi değil, tüm vatandaşlarımızı bu yıl yine saat 12:30’da Ordu Atatürk anıtımızın olduğu meydanda anacağımız 14 Mart tıp bayramımıza bekliyoruz.
Uzm. Dr. Ali COŞKUN
ORDU TABİP ODASI BAŞKANI