Şanlı tarihi boyunca, tüm zorluklara karşı hür yaşamayı, bağımsızlık ve istiklalini canı pahasına korumayı ilke edinen Aziz Milletimiz; bu uğurda şehit ve gazi olmayı büyük bir onur ve gurur kaynağı saymış, bu fedakârlığın karşılığında girdiği her mücadeleden zaferle çıkmıştır.
Bugün, bizler vatan topraklarında, şehit ve gazilerimizin ulvi mücadelesi sayesinde huzur ve güven içerisinde yaşıyoruz. Vatan topraklarını korumak adına üstün bir kahramanlık örneği göstererek en zor koşullarda bile canlarını ortaya koymaktan çekinmeyen tüm gazilerimiz, Türk Milletinin her zaman onur kaynağı olacaktır.
Vatanımızın birliğini korumak ve Milletimizin esenliğini devam ettirmek için canlarını ortaya koyan kahraman gazilerimizin yaptığı fedakârlıkların her fırsatta hatırlanması ve hatırlatılması hepimizin milli ve insani görevidir. Onlara hak ettikleri saygı ve hürmeti göstermek, hayatta kalanları hatırlamak ve sorunları ile yakından ilgilenmek aynı zamanda toplum ve devlet olarak en büyük sorumluluğumuzdur.
Bu şanlı tarihin evlatları olarak bizlere düşen, bu vatanın bayrağını her alanda en ön safta dalgalandırmak ve bağımsızlık mücadelesinin her mecrada devam ettiğini unutmadan çaba göstermektir. İşte bunun için, şartlar değişse de vazifemiz hep aynıdır. Bizler ancak bu gösterdiğimiz çaba ile şehitlerimize ve gazilerimize layık bir toplum olabiliriz.
Bu vesile ile başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Çanakkale’den Kurtuluş Savaşına, Kore’den, Kıbrıs’a ülkemizde ve bölgemizde teröre karşı verilen mücadelelerde milletimizin ve devletimizin bekası için gözünü kırpmadan çarpışan şehitlerimizi sonsuz rahmet, gazilerimizi minnetle anıyor, tüm gazilerimizin “Gaziler Günü’nü” en içten duygularımla kutluyorum.