Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bilindiği üzere Ordu’da toplu açılış törenine katılmış; 2022 yılı fındık alım fiyatını, alan bazlı ödeme, mazot ve gübre destekleriyle birlikte kilogram başına 54 liraya yükselttiklerini, bazı AK Partili vatandaşlarla güle oynaya açıklamıştı.
Yapılan bu açıklama sonrasında, her şeyde olduğu gibi fındıkta da vatandaşın cebindeki parası erimiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı bu rakam sonrasında TMO fındık alımı için 3 ayrı rakamla karşımıza çıkmıştır. Zaten üreticilerin beklentisinin altında kalan fiyatlara böylece bir de TMO etki eklenmiştir. TMO’dan yapılan duyuruya göre; alım fiyatları Giresun kalite için 53 TL/Kg, Levant kalite için 52 TL/Kg ve Sivri kalite için ise 51 TL/Kg olarak belirlendi. Onca direnmeye ve üreticilerin ısrarına rağmen; geçen yıl 3,15 dolara denk gelen fındık fiyatı bu yıl 2,9 dolara düşmüş oldu.
Dünya fındık üretiminin %62’ini karşılayan bir ülkede fındık fiyatları üzerinden manipülasyon yapan firmaların, üreten çiftçimizin kazanmasına engel olduğu yetmezmiş gibi; bir de bu firmalara devletten teşvik verilmiştir. Yabancı sermaye olarak teşvik alan bu şirketler arasında İtalyan Ferrero da vardır. Oltan Fındık adlı şirketi satın alarak fındık piyasasında baskın bir şirket durumuna gelen İtalyan Ferrero Fındık’a Düzce’de kuracağı yeni tesis için 667 milyon TL teşvik verildi. Şirket Gümrük Vergisi muafiyeti ve KDV istisnası aldı. Yerli firmaların birçoğuna tanınmayan bu şans yabancı firmalar olduğunda nedense kapılar sonuna kadar açılıyor.
Üreten çiftçinin aldığı mazottan, tarlasına attığı gübreden, fındığına vurduğu ilaçtan KDV’yi ve ÖTV’yi kaldırmayan sistem, bu firmalar söz konusu olduğunda; yatlar, hız motorları söz konusu olduğunda karşımıza 0’lanmış ÖTV ve %1 KDV’ler çıkıyor.
Bölgemiz açısından fındık çok önemli bir geçim kaynağı, fındık para ederse piyasa canlanır. Üreten kazanırsa esnaf kazanır, esnaf kazanırsa sattığının yerine yenisini koyar bu sefer başka bir üretici kazanır. Ancak siz büyük firmaları desteklerseniz her alanda büyük firmaların önünü açarsanız. Yarın üreten insanlar bulamazsınız. Birçoğumuz, bu besleyerek semirttiğiniz firmalarda sadece çalışan oluruz.
Hiçbir sorun tespiti yapılmaksızın, her sene çıkıp taban fiyat açıklamak sadece üreticiyi iki kötü arasından birini tercih etmeye zorlamaktır. Oysa yapılması gereken yıl boyu üreticinin sorunlarının tespit edilmesi ve bu sorunlara anında müdahalelerle çözüm yolları oluşturmaktır. Belki böylece üretici “dalında fındığını yemek” zorunda da kalmayacaktır. Cebinde biraz parası kalacak tüccara muhtaç olmayacaktır. Yabancı firmaların da manipülasyonlarıyla fındığını üç kuruşa elinden çıkarmayacaktır.
Hak ve batıl arasındaki bu mücadelede, umudumuz o dur ki iktidara geldiğimizde; üreticisine, köylüsüne, çiftçisine sahip çıkan onların yaşam standartlarını mümkün olduğu kadar üst seviyelere taşıyan bir iktidar olacağız. Tröstler ve trollerin değil ülkemizin ve üreticimizin kazandığı bir iktidar dönemine inşallah çok az bir zaman kaldı.
Özgür Şahin
Saadet Partisi Ünye İlçe Başkanı