Nöbetçi Eczaneler
Bugün gerçekleştirilen Ziraat Odası Olağan Genel Kurulu’nda konuşma yapan mevcut başkan Osman Sarıkahraman çarpıcı açıklamalar yaptı.
Sarıkahraman’ın dikkat çekici söylemlerinden “Allah’ın kulu bana hırsız, namussuz diyemez. Öyle bir söylemde Cumhuriyet meydanında kafama sıkarım.” Sözü dikkat çekti.
Ayrıyetende siyasete mesaj yollayan Sarıkahraman “Ziraat Odası’nda siyaset yaptırmam” Dedi.
Osman Sarıkahraman açıklamasında;
Muhtarlar Derneği sürem içerisinde 10 yıl boyunca bugün Ziraat Odasında ve berberlik mesleğimde nasıl çalıştıysam orada da aynı şekilde çalıştım. Eğer bugün Ünye’de Muhtarlar Derneği varsa benim sayemde olmuştur. Türkiye’de muhtar arkadaşlarımın özlük haklarını arama konusunda gitmediğim vilayet bırakmadım. Muhtarlık bırakıldıktan sonra taşıma ruhsatlı silah veriliyorsa bunda benim az da olsa payım var. Bunları Fatih Mutlu kardeşim ve Hasan Çalışkan başkanım iyi bilirler. Bu konularla ilgili Ünye Muhtarlar Derneği’nin önergesi kanun teklifi edildi.
Önceden bilgi işlem bölümü şu anki hizmet binamızın ikinci katındaydı. Yaptığımız en güzel iş orayı kapatıp aşağıya inmek oldu. Yaşlı çiftçilerimizin 2. kata çıkıp işlem yaptırması çok zor oluyordu. Bilgi işlem bölümünü 1 kata indirdikten sonra başkanlık makamımızı da aynı kata taşıdık. Hatta herkes beni ben herkesi göreyim diye odamın duvarını camdan yaptım. Biz 200 metrekare alan içerisinde 12 personelim ile beraber çalışıyoruz. Ben bu işi sevdiğim için yapıyorum.
Üye aidatları odamıza verilirken şahit olduğum bazı olaylar oluyor. Vatandaşımız yakasını ilikleyerek yanımıza geliyor. 10 Liramız eksik müdürüm nasıl yapabiliriz diyor. Biz bu 10 Liraları cebimizden ödeyerek vatandaşın yanında olduk. Paralarımızı böyle biriktirdik. Ünye Ziraat Odası hem mülk hem de sermaye anlamında iyi durumdadır. Asıl olan başka görevlerimizden biri de çalışan memurlarımızın maaşlarıdır. Memurlarımız kartlarıyla bankalarına gidip paralarını gününde alabiliyor. Aslanlar gibi bunları yapabiliyor.
Biz Ünye’de tarım marketini açınca bazı kesimleri rahatsız ettik. Örneğin tırpan motorunu dışardaki fiyatına göre uyguna satıyorduk. Bu fiyat etiketini değiştir diye çok kez telefon geldi. Ama ben çiftçinin hakkını sonuna kadar savunmak zorundayım. Fındığın fiyatı 63 lirayı buldu. Ben bu plan eylül öncesinde olmalıydı demiştim. Bunları belirtmezsek görevimiz nedir ki? Orada bostan korkuluğu olarak mı duruyoruz. Biz bunları söyleyince kötü çocuk diye anılır olduk.
“Hakkımda Ziraat Odasını aile şirketi yaptı diye iddialar ortaya atıldı. Kimlerin söylediğini de biliyorum. Odamızın önünde bir mandalina bahçem var. Ben 5-6 ton fındık yaparım. Ek olarak emekli maaşımda vardır, bu gelirle geçinip giderim. Yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızdan izin alarak büyüttüğümüz bahçenin mandalinaların satılmasını sağladık. Amacımız bu mandalinaların Ünye’de yetiştiğini göstermekti. Burada sanki rant elde ediyormuşum gibi davrandılar. Çiftçilikten geçindiğimi söylediler. Bunları buradan kınıyorum.
Öyle bir söylemde Cumhuriyet meydanında kafama sıkarım. Bize yakasını ilikleyen fukaranın ne parasını yerim ne de yediririm. Bir gün askıdan ceketimizi alacağız ve sargımızı kefene sarıp gideceğiz. Bizim amacımız gelecek nesillere hedefler bırakmak. “
“ Yüceler köyünde bir deneme bahçemiz var. Refaiddin Şahin bakanımızın döneminde İlçe Tarım Orman Müdürlüğüne tahsis edilmiş bir alan vardı. Saygı değer ilçe müdürüm bir gün bu alanın satıldığını söyledi. Hatta kendisi, bu seraları alsak ve çocuk eğitim projeleri yapsak nasıl olur diye bize sordu. Biz hiç düşünmeden bu seraları aldık ve eğitime başladık. Buranın tahsisi bitmiyor. Büyükşehir yasa gereği burayı devir alıyor. Borcu nedeni ile satışa koyuyor. İlçe Tarım Müdürümüzle birbirimize sarıldık ve ağladık. Böyle bir eğitim alanı nasıl satılabilir diye düşündük. Biz bunları yapınca kötü çocuk oluyoruz. Tabi ki bunlar için üzülüyoruz. Ama Allah çok büyük ki daha sonra oradan daha iyi bir fırsat önümüze geldi. Almanyalı bir arkadaşımız bize 15 dönüm olarak kiraladı. Burada “Minik Eller Toprağa Değiyor” projesini geliştirmeye odaklandık. Her gün bir sınıfı eğiteceğiz. Çocuklarımızı tarımla tanıştıracağız. Bu alanı ucuz bir paraya kiraladığımızda üzüntümüz az da olsa gitti.”
“Spesifik dediğimiz ürünleri de burada üretmek istiyoruz. Bu ürünlerin temelini sosyal medyamızda paylaştık. Bir arkadaşımız tuvalet temeli fotoğrafı paylaşarak bizi alaya almış. Bu tepkiye çok üzülmüştük. Biz yine de bu alan üzerinde büyüklerimiz ne üretiyorsa onu üreteceğiz. Ben Doka’ya proje yapmıştım. Hurma projesini geçirmediler. Ama ben Ünye Ziraat Odasının gücü ile bu projeyi ne olursa olsun yapacağım. Biz Ünye hurması en iyi şekilde nasıl kurtulur onun eğitimini vereceğiz. Eğer becerebilirsek bunu projeyi hayata geçireceğiz. Satın alma garantisi vereceğiz. Uslu Fındık hurmaları bize bedava olarak pazarlayacak. Ürünümüze katma değer kazandırmış olacağız. Bu alan içinde salep denemelerimiz, bitkilerimiz olacak. Türkiye’de ne kadar fındık çeşidi varsa tek dal olarak üretime koyacağız. Bütün fındık türlerini deneyeceğiz. Zeytin bahçesi kuracağız. Doğal ürün pazarı projemiz olacak. Amatör olarak yapılan pekmezleri alıp ülkenin farklı yerlerine göndereceğiz . Seralarımızda mevsimlik meyveler, sebzeler üreteceğiz. İnsanlar hem orada üretim yapabilecek hem de alabilecekler. Çok güzel bir piknik alanı oluşturacağız. Bu piknik alanında çay, kahve satmayacağız. Bu alanları doğal bir şekilde kullanacağız.”
Hiçbir siyasi partiye göbek bağım yoktur ama bütün siyasi partileri gönülden bağım vardır. Ziraat Odası Başkanlığı ve muhtarlığım dönemimde bugünkü Başkan’da dahil olmak üzere hepsi ile iyi geçindim yardım ettim. Etmeye de devam ederim ama kimseye Ziraat Odası’nda siyaset yaptırmam. Burası Ahmet emmiyle ile Fatma teyzenin bağlı olduğu bir yer. Vereceğiniz oy’un kıymetini bilin. Eve gidince torunlarınızı kucağınıza gönül rahatlığıyla alın.” Dedi.
